Türk Kültürü İncelemeleri, vol.2, no.42, pp.143-160, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
VIII. yüzyılda Uygur
hükümdarı Bögü Kağan’ın Manihaizm’i devlet dini olarak resmen kabul etmesiyle
birlikte İran dillerinden Eski Uygurcaya yoğun bir çeviri akımı başlamış ve
Manihaizm’i anlatan pek çok dinî metin Eski Uygurcaya kazandırılmıştır. Manihaist
metinlerin çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak Orta İran dillerinden Soğdca,
Orta Farsça ve Partçadan tercüme edilmiştir. Bu tarihlerde artık ölü dil hâline
gelmiş olan Orta Farsça ve özellikle Partça, Manihaist cemaatin kilise dili
olarak en azından XIII. yüzyılın ortalarına kadar Turfan’da kullanılmaya devam
etmiştir. Yapılan bu çevirilerle sadece ciddi bir söz varlığı Türkçeye
katılmamış aynı zamanda İran halklarının kullandıkları yazılar da Uygurlar
arasında yayılmıştır. Öte yandan bu iki büyük halkın ilişkisi her zaman
karşılıklı olmuştur; örneğin, Mani ve Soğd kökenli Uygur yazıları Eski Uygur
toplumunda yaygınlaşırken, Türkçe unvanlar da İrani halklar arasında
kullanılmaya başlanmıştır. Oldukça erken bir dönemde hem Orta İran hem de Eski
Uygur dillerinde Mani ve Soğd yazılarıyla üretilmiş metinlerde çok işlevli
biçimde kullanılan noktalama işaretleri, Turfan bölgesindeki yazılı anlatım
kültürünü görebilmemiz ve bu gelenek üzerine düşünebilmemiz için yeni bir bakış
açısı sunar. Manihaist İran ve Uygur metinlerinde karşılaştığımız noktalama
işaretlerinin biçimlerinin yanında kullanım işlevleri de benzeşir. Araştırmamız
neticesinde Manihaist metinlerdeki noktalama işaretlerinin beş temel işlevi
tespit edilmiş ve bu işlevler hem Eski Uygur hem de Orta İran metinlerinden
aldığımız örneklerle karşılaştırmalı olarak sunulmuştur.